Agva Hakkında

Latince'de "İki dere arasına kurulmuş köy" ve su" anlamına gelen Ağva, Göksu ve Yeşilçay nehirlerinin ortasında kusursuz doğası, temiz havası, kolay ulaşımı ile huzur bulacağınız sürprizlerle dolu bir sahil kasabası. Haziran sonundan, Ekim başına kadar deniz sezonunun yanısıra, yılboyu, özellikle ilkbahar ve sonbahar da nehirlerin keyifli yaşamı Ağva'nın esas özelliği.

Ağva'ya geldiğinizde, mutlaka bir öğün yemeğinizi, günlük, taze, yöreye has balıklarını, buradaki restaurantlar da, nehrin kıyısında, lezzetle yiyebilirsiniz. Yemekten sonra, nehrin denizle birleştiği fenere kadara yürümenizi ve dalgalı Karadeniz'in havasını ciğerlerinize çekmenizi öneririz. Göksu nehri, nehir kıyısında yaşamanın tadını çıkaracağınız, hotellerin yer aldığı kısım.

Sazların ve ağaçların nehrin sularına yansıdığı, mükemmel renkli Yalıçapkını kuşlarının uçuştuğu, köy halkının ağ atarak balıkları beklediği, ailece gezen su kaplumbağaların gezintilerin seyredildiği Göksu nehrinde, gezinti yapmak çok keyifli.

Kanolarla, nehir bisikletleri ile gezintilerde hem spor yapmak, hem doğanın huzurunu bozmadan keyfini çıkarmak çok güzel. Çok kalabalık gruplar için, motorlu teknelerde var ama bize sorarsanız doğanın sessiz çekiciliğini bozmuş.Göksu nehrinin denizle birleşmesi de çok ilginç, kendiniz kano yada nehir bisikleti ile giderseniz, kumsala çıkıp, denizin tadını da çıkarabilirsiniz. 

Bir yanında Yeşilçay, diğer yanında Göksu dereleri, yeşilin binbir tonunu içinde barındıran ormanları ve Karadeniz'e bakan altın sarısı kumsallarıyla adeta bir yeryüzü cenneti, Ağva. Yeşilçay ve Göksu'nun denize döküldükleri yerde oluşan küçük bir delta üzerine kurulu olan şehir, Latince'de "iki dere arasındaki köy" ve "su" anlamlarına geliyor...
İstanbul'a sadece 97 km uzaklıktaki Ağva, şile ilçesine bağlı ve şile ilçesinin en bakir kalmış yeridir. Şehrin karmaşasından, süratinden, gürültüsünden yorgun düşenler için ideal bir dinlenme, nefes alma yeri.

ağva otelTarihi Mekanları Görülmeye Değer
Ağva'nın tarihte bilinen ilk konukları Hititler olmuş. Daha sonra Frigler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar bu büyülü güzelliklerden nasiplerini almışlar. Tarihi M.ö. 7. yüzyıla kadar uzanan Ağva'da, Hititler'e ve Frigler'e ait kalıntıları, ayrıca Roma ve Bizans döneminden kalan kilise kalıntılarını, mezar taşlarını görmek mümkün.

Masmavi Denizi ve Altın Sarısı Kumsalları Tertemiz
Sırtını yemyeşil ormanlara dayayan Ağva'nın cephesi Karadeniz'e dönük. Kıyıya çok yakın yerleşim alanı olmaması, Ağva sahillerinde görüntü ve deniz kirliliği gibi bir sorunu ortadan kaldırıyor. Bu sayede geniş kumsalları ve berrak denizi runuzu da okşayan bir yapıya bürünüyor.

Nazlı Göksu
Şehrin batısından nazlı nazlı kıvrılarak Karadeniz'e dökülen Göksu'nun kıyıları yemyeşil bitki örtüsü ve kimi bölümlerininde geçit vermeyen sazlıklarla kaplı. Karadeniz'e dökülen ağzı geniş bir kumsala açılıyor. Sahilinin her iki tarafında konaklama ve günübirlik tesisler bulunan derenin güzelliği görülmeye değer.

Yeşilçay; tıpkı adı gibi
Ağva'nın doğusunda kalan Yeşilçay; adını her iki sahilindeki bitki örtüsünün suya yansıyan görüntüsünden alıyor. Mendirekleri ve rıhtımı sayesinde burası küçük tekneleri için doğal bir liman işlevi görüyor. Mendirekle ilçe merkezi arasında uzanan rıhtımda her zevke uyan kafe ve restoranlar sıralanıyor. Ağva'yı dolaşırken mola vermek isterseniz bunlardan birine girerek yorgunluğunuzu giderebilirsiniz.

ağva

Yeşil, Tekneleri de Sarıp Sarmalıyor
Rıhtımın bittiği yerde balıkçı teknelerinin bağlı olduğu ahşap iskelleler başlıyor. çoğu derme çatma olan bu iskelelerin bazılarında, minik birer balkon çıkıntıları var. Balıkçılar burada ağlarını onarırken bir taraftan da bu inanılmaz keyifli manzaranın tadını çıkarıyorlar. Yeşil renk o kadar yoğunk ki, sahil boyunca yürüdüğünüzde sadece iskeleleri değil tekneleri bile zor görüyorsunuz.

Koylar ve Şelale Görülmeye Değer
Kandıra yolundan sapılan kilimli ve Kadırga koyları, Ağva'ya 10/15 dakika mesafede bulunuyor. Her ikisinde de piknik yapılıp denize girilebiliyor. Ayrıca Ağva'da sadece denizden ulaşılabilen minik koylar da bulunuyor. Teke yolu üzerinde bulunan şelale ise, Ağva'ya neredeyse yürüyüş mesafesinde. Burada şöyle bir soluklanmanın, piknik yapmanın keyfine doyum olmuyor.

Balık Yemeden olmaz
İki derenin arasında kalması Ağva'yı adeta bir balık cenneti haline getiriyor. Karadeniz'deki balıkların hemen hemen tamamı buralara tatlı su banyosu yapmaya geliyorlar. Tekneler, balıklarla öyle doluyorki, neredeyse batacakmış gibi duruyorlar. İstanbul'un balık ihtiytacının önemli bir bölümünü ağva karşılıyor.

Görmeden gitmeyin
Ayrıca Ağva'ya geldiğinizde canınız eğer bir tekne turu çekerse Gelin Kayası, Kilimli koyu ve hatta biraz daha vakit bulabilirseniz Saklı Göl gibi yerleri görmeden dönmeyin.

Kaynakça: www.agvanet.com

Tüm hakları saklıdır © 2010 Shalale Otel
Tasarım: Maxi Bilgisayar

Shalale Otel